2010 sezonu ufukta gözükürken biz değerlendirmelerimize devam ediyoruz. Ilk bölümde takvime ve pistlere değinmiştik. Sıra takımlar ve pilotlarda, şampiyonluk adayı 4 takımdan başlayalım:
Mercedes GP: Ross Brawn'ın nasıl hayal gibi bir yıl yaşadığına bütün dünya şahitlik etti. Sezon sonu biten bir Honda'nın mirasını, şampiyon bir takıma dönüştürmek, aslında tam Hollywood'luk bir senaryo. Ama bu sefer Brawn, hayal edebileceğinin bile ötesinde bir ödül aldı açıkçası. 2009 başında en büyük yapabilecekleri şey çifte şampiyon olmak gibi duruyordu. Bunu gerçekleştirmekle kalmadılar, bir de sezon sonunda Mercedes tarafından satın alınıp, dünyanın en köklü otomobil markalarından birinin fabrika takımı oldular. Bir de üstüne üstlük, Formula 1 tarihinin en başarılı pilotunu geri getirdiler. Yani masal devam ediyor.
Ross Brawn ve Nick Fry'ın yanında bu sefer Michael Schumacher, Nico Rosberg, Merc ve Petronas var. Yani geçen senenin şampiyon aracında bir efsane ve bir genç yetenek, arkalarında taktiksel deha ve para var. Ben başarı için bir eksik görmüyorum. Bu kamptaki soru işaretlerinin en büyüğü geri dönen Schumi'nin performansı.
Red Bull Renault: Aynen Merc GP gibi, RBR'da da takım arkadaşı çekişmesinin tamamen tatlı olması bekleniyor. Vettel ve Webber, geçen seneyi birbirlerine yardımcı olaraktan son derece verimli geçirdiler ve bu senenin de öyle olmaması için bir sebep yok. Takımın, sezon sonunda, performans bakımından gridin gerisinde olan Renault motorundan, en fazla beygir gücüne sahip Mercedes'e geçmeye çalıştığını ama Mclaren ve Brawn tarafından engellendiğini açıkladı Christian Horner. Aslında bu işlerine de gelebilir 2010'da. Çünkü bilinen gerçek, performans bakımından geride kalsa da, Renault'nun griddeki en az benzin kullanan motor olduğu. 2010'da benzin almanın yasaklanmasıyla bu, çok ciddi bir koz olacak. RBR'ın zaten aerodinamik bir sorunu yoktu, hatta Adrian Newey tasarımı araç, bu bakımdan gridin en iyisi ve F2010'un ilhamı kaynağı.
Yine Renault ile ilgili başka bir soru işareti var aslında. Geçen sene motorlar, fazlasıyla yüzüstü bırakmıştı RBR'ı. Dayanıklılığın hızdan daha önemli olduğu modern F1'de, belki de Vettel'in şampiyonluk için hiç bir zaman ciddi bir şansı olmamasının sebebi de buydu. Yani sonuçta RBR kampının bütün kapıları Renault'ya açılıyor: Motor, yapmasını gerekeni yaparsa Vettel, kendisini favori gösteren Bernie'yi haklı çıkarabilir. Ama öbür türlü, RBR erken havlu atabilir ve Vettel, kendine başka bir takım bakabilir.
Bu arada RBR, şampiyonluk adayı 4 takım arasında Valencia'daki ilk teste katılmayacak tek takım. Bunun yerine vakitlerini rüzgar tünelinde geçirmeye karar vermişler, geçen seneki gibi.
Mclaren: Ingilizlerin medai iftiharı Mclaren, 2010'a Mercedes ile olan ortaklığını azaltmış ama geçen senenin şampiyonunu saflarına katarak başlayacak. Son iki senenin şampiyonu iki Ingiliz, Ingiliz bayrağı altında yarışacak, Silverstone'daki uğultu şimdiden kulaklarımda.
Aslında bu kampta çok bir değişiklik yok bunun dışında. Teknik kadro yerinde, Mercedes motorunun sıcaklığı altında, geçen seneye erken havlu atan takım, elinden geleni yapmakta. Ama buradaki sıkıntı takımın içinden, pilotlarından. Anne ve babanın ardından konuştuğu üçüncü kelime Mclaren olan Hamilton, daha çaylak sezonunda bile son şampiyon Alonso ile boynuz tokuşturmuştu. Aynı derecede politik ve hırslı Alonso, Macaristan pitinde ona cevap vermiş ama takımı arkasında bulamayınca sene sonunda takımdan ayrılmıştı. Şimdiki Hamilton, şampiyonluk tatmış, berbat geçen 2009'da iyi bir performans çıkarmış ve olgunlaşmış durumda. Button ise Honda ve Brawn'da politikaya karışmamış, kokpitime otururum vazifemi yaparım yaklaşımında. Mclaren'e gelerek Lewis'i evinde yenmeye çalışacak. Onu 32 dişle karşılayan Lewis ise taktiklerini belirlemiş, takım içi kulisini çoktan yapmıştır. Onun için menüde yine son şampiyon var.
Sezon öncesi testlerde rengi belli olur ama Mclaren, sezona kötü bir araç ile başlarsa Button, bir daha belini doğrultamaz. Hiç bir zaman sorunları halledebilen biri olmadı zaten, ancak altına iyi bir araç verildiğinde fark yaratabilir. Hamilton ise 2009'daki berbat araçla yarış kazanabilmişti. Bugün 30. doğumgününü kutlayan Jenson'ın bir avantajı var ama: onun temiz sürüş stili, depoların büyüdüğü ve araçların ağırlaştığı 2010'da, lastikleri korumak adına büyük bir artı. Hamilton'ın agresif tekniği ise kendisine eksi. Yani sorular çok burada, olay takım arkadaşlarında bitiyor.
Ferrari: Zıt kardeşi Mclaren ile durumu çok farklı değil Şahlanan At'ın aslında. Çok kötü geçmiş bir 2009 ve patlamaya hazır iki pilot. Kimse 2007 Almanya GP'sinde fazla yakın savaşan Alonso ve Massa'yı unutmadı. Kaynayan Latin kanı da hem takımda hem pilotlarda var, aman dikkat! Yine de iki pilot da, geçen haftaki geleneksel Ferrari kayak tatilinde, aralarında bir sorun olmadığının üstüne basa basa değindiler.
Zaten aslında Ferrari'nin sıkıntısı bu değil. Alonso, gridde Schumacher'i yenebilmiş tek pilot. Ayrıca Schumi'nin rakipleri ile geri dönmüş olmasının verdiği hırs da var. Ama bunlar, ortadaki iki büyük soru işaretini kaldırmıyor: 1- Massa'nın, kazadan sonraki dönüşü nasıl olacak? 2- Ferrari motoru, nasıl daha az benzin yiyecek?
Geçen sene Macaristan'daki kazasından sonra Massa, fiziksel olarak tamamen iyileştiğini söylüyor. F2007 ile çıktığı testlerde de bir sorun hissetmemiş. Peki psikolojik olarak hazır mı? Uzun düzlükler sonunda bir anda içe dalarken, virajlarda lastik lastiğe mücadelede ayağını gazdan çekecek mi yoksa gözünü karartacak mı? Sakatlığının hemen ardından baba olduğunu da unutmamak lazım: Formula 1'de her çocuk, saniyenin yüzde 1'i yavaşlatır derler.
Hadi Massa da OK diyelim, ya Ferrari motoru? 2010'da yasaklanan benzin ikmali en çok Kırmızı'ları vuracak gibi duruyor, çünkü motor, tabiri caizse benzin içiyor. Domenicali, en çok bu konu üstüne yoğunlaştıklarını açıkladı geçen hafta. Peki hangi seviyeye çekebilecekler, bu kampın en önemli sorusu bu. Eğer istenilen seviyeye çekemezlerse Merc ve Renault motorları ile kapışmaları imkansıza yakın. Her startta yer kaybeden Ferrariler, tifosileri kanser eder.
Sırada yenilenmiş Renault, post-Rosberg Williams, artık Red Bull'suz Toro Rosso ve geçen senenin sürprizi Force India var.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder