11 Mayıs 2011

Sardinya Rallisi'nin Ardından

WRC'de sezonun beşinci yarışı Sardinya'da koşuldu ama pist üstündeki gelişmeler kadar spora girecek/giren yeni takımlar da ilgi çekti. Volkswagen'in rallilere dönüşünü uzun uzun yazmıştık, onun dışında MINI fabrika takımı da (test amaçlı bile olsa) ilk rallisine çıktı bu haftasonu. Parkurlarda da Loeb'ün, yol pozisyonundan dolayı, zorlanacağı tahmin ediliyordu ama bütün rallide ilk başlayan olmasına rağmen güzel bir galibiyet alarak pilotlar şampiyonasında Hirvonen ile arasını açtı.

MINI'den başlayalım. Aslında bu projeye "MINI by Prodrive" desek daha doğru olur, zira ünlü atölyenin elinden çıkıyor ikonik araçlar. David Richards her ne kadar bu işin başında olsa da kafamda bir soru işareti vardı. MINI'nin rallilere katılacağının açıklandığı sırada Richards, artık kendisinin değil yeni nesil çalışanlarının bu projeyi yönlendireceğini belirtmişti. Bir bakıma altyapıdan mühendis çıkarıyor ve firma, kendisine ve insanlara olan bağımlılığını kırıyordu. Sonuç şahane. Ilk rallisine çıkan MINI, son derece güzel sonuçlarla evine dönüyor. Kris Meeke, ilk gün dördüncülüğe kadar çıkıp öndeki araçlarla aşık atabiliyordu. Daha sonra çok temel olmayan bir debriyaj sorunu, ikinci günde rallisini bitirse de hızı kesinlikle iştah kabartıcıydı. Meeke'nin DNF'inin yanında Dani Sordo'nun istikrarlı derecelerle ralliyi altıncı bitirmesi, henüz ilk defa pistlerde toz yutan MINI'nin, cidden hızlı olacağını müjdeliyor bence. Motorsporlarının ünlü sözüdür: Hızlı bir aracı dayanıklı yapabilirsiniz ama dayanıklı bir aracı hızlı yapmak çok zordur. Sordo'nun derecesine belki bir Latvala ayarı çekmek gerekebilir. Yarışta en fazla etap kazanan isim olmasına rağmen yaşadığı sorunlardan dolayı ancak 18. oldu Latvala. Bu sorunları yaşamasa büyük ihtimalle Sordo'nun önünde yer alırdı. Yani gerçekçi bir resimde MINI'ler şu an en azından Stobart ve Kimi Raikkonen ile çekişir durumdalar. Dediğim gibi, ilk yarışları için çok ciddi bir aşama. Eğer bu öğrenme ivmesini devam ettirebilirlerse Citroen ve Ford'un çok başını ağrıtırlar. Wrc.com ise Sardinya Rallisi haberini enteresan bir cümle ile bitirdi. MINI ve VW'nin ardından, bir başka fabrika takımının daha parkurlarda yerini alabileceğini ima ediyorlar. Gelişmeleri biz de aktaracağız elbet.

WRC tarihinin en çok yarış kazanan adamı Loeb'ün, bu yarışı kazanması ne kadar enteresan olabilir ki? Buradaki en dikkat çekici şey, toprak rallide hem ilk gün, hem de diğer günlerde birinci sıradan start alıp hiç geriye düşmemek. Adama saygı duymak lazım, eğer hala duymuyorsanız. Bunun dışında geriye düşen iki pilotun, Latvala ve Solberg'in, performansları dikkat çekiciydi. Latvala, yarışın en fazla etap kazanan ismi olsa da 18. olabildi. Solberg'in sezonu ise çok şanssız geçiyordu. Fabrika takımında yarışmadığı için, onun formunun gidişatı, diğer pilotlara oranla çok daha kritik. Bu yarışta da ilk etabı kazandıktan sonra egzost sorunu ile 40 saniye kaybedince gidişatın değişmeyeceğini düşünüyordum. Neyse ki eski şampiyon, son derece iyi zamanlarla bu senenin ilk podyum başarısını yakaladı. Solberg'in ağzından "bu podyum, sponsorlarım açısından çok iyi oldu" diye duymak, insanın için burkuyor. Umarım en yakın zamanda sponsorlardan çok yarışmasına odaklanabileceği bir yarış koltuğu bulur kendine.

Bir sonraki ralli, iki hafta sonraki Arjantin Rallisi, Barcelona'daki Ispanya GP'si ile aynı günlerde.

Hiç yorum yok:

Related Posts with Thumbnails