Bu sabahın en beklenmedik haberi gridin dibinden geldi. HRT ile verdiği sonunculuk mücadelesinin ortasında Marussia Virgin takımı, teknik direktörü Nick Wirth ile yolların ayrıldığını açıkladı. Tamam, takım hakkaten spora girdiği 1,5 senelik süre içinde pek ciddi bir atılım gösteremese de rüzgar tüneli kullanmadan araçlarını tasarlamaları, onları bir Don Kişot yapmıştı benim gözümde. Nick Wirth'in takımdan ayrılmasıyla beraber, şu ana kadar ¨sadece CDF¨ yaklaşımını da bırakıp kendilerine rüzgar tünelli bir fasilite seçeceklerini yazıyor Autosport.
Virgin için ne demek peki bunlar? Bu hamleler onları HRT'den koparıp Lotus'a yaklaştırabilir mi? Şu anlık pek mümkün gözükmüyor bu. Ilk sebep, Wirth Technology'nin hala üretimde olan parçaları olması ve bunların önümüzdeki yarışlarda araca eklenecek olması. Bunun dışında Lotus, Cosworth motorunu Renault ile değiştirmiş, aracının arka tarafını da Red Bull'dan almıştı. Virgin'in Nick Wirth'i postalayıp bir anda bu seviyeye gelebilmesi imkansız. MVR-02 ile hedefledikleri Q2'ye geçebilmeyi şu an Lotus yapıyor.
Peki uzun vadede bunun Marussia Virgin takımına etkisi ne olur? Force India'nın sahneye ilk çıktığı zamanlardaki Hint GP'sinde başa oynayabiliyor olmak hedefinin bir benzeri, Rus'ların takımda hisse almasıyla oluşmuştu. Sochi'deki Rus GP'si ya 2014 ya da 2015'te (Olimpiyat Köyü'nün inşaatının gidişatına göre) koşulacak ve takımda Marussia kampı, bu sırada podyuma oynayabilmek istiyor. Imkansız yoktur belki ama işlerinin zor olduğunu söylemek, olayı hafife almaya kaçabilir.
Bunun dışında her ne kadar Richard Branson ve Virgin gibi bir dev olsa da arkasında, bunların takıma maddi girdilerinin çok az olduğu biliniyor. Hatta Bernie'nin Marussia Virgin'e kafayı takmış olmasının sebebi de Branson'un cebindeki akreplerdi. Neyse ki Rus'lar işin içine girdiler de takım biraz para gördü, ama uzun vadede bu yetecek mi bir soru işareti. CFD-only yaklaşım, şu ana kadar takıma pist üstünde ciddi bir başarı getirmese de ekonomik anlamda takımı ayakta tutan önemli bir unsurdu. Şimdi bunun yanına daha büyük bir atölye ve rüzgar tüneli masrafları eklenecek, bunlarla beraber yeni personel gideri de olacak tabi ki. Yani Virgin, herkesin gittiği denenmiş yolu seçerek kendini aslında bir maceraya atıyor. Kendilerini Don Kişot yapan, uzun vadede başarıya ulaştıracak ve ulaştırırsa F1 tarihine geçirecek yolu terkedip diğer takımlara onların kuralları ile kafa tutacak. Bana pek mümkün gözükmedi bu.
Burada Pat Symonds etkisi ne kadar diye de sormak lazım. 2008'deki Singapur-gate ortaya çıktığından beri Flavio Briatore ile F1 yasaklısı olan Symonds, arka planda Virgin'e danışmanlık yapıyor ve muhtemelen 2012'de cezası bittikten sonra da resmi bir rol alacak. Ve tabi ki herkes, işleri kendi bildiği şekilde yapacak. 2012 aracının hazırlıklarının başladığı bugünlerde Nick Wirth'i sepetleme toplantısında Symonds'ın da bulunması bunun işareti açık olarak zaten. Yıllarını verdiği sporda Symonds'ın Virgin'e getirebileceği bir kaç isim olacaktır kesin. Ama önünde zor bir yol var.
Benim kişisel görüşüm Virgin, uzun vadede belki de bir F1 efsanesi olma niyetini, kısa vadede kuvvetle muhtemel kimsenin hatırlamayacağı bir orta sıra takımı olmak için bıraktı. Takımı takip etme motivasyonum sıfıra yakın şu anda.
02 Haziran 2011
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder