Bu olaya en başta pist politikaları açısından bakalım. Bu sene Kore, seneye Hindistan, 2012'de de Austin pistlerinin ekleneceği kesinlik kazandı. 2013'te bir ihtimal Roma, 2014'te de Sochi. 5 senede 5 yeni pist. Şu anda takvimde 19 pist var. Seneye Hindistan da eklenince 20 olacak ve Bernie, takvimin daha uzatılmasının söz konusu olmadığını açık açık söyledi. Bu demektir ki şu an takvimde bulunan bazı pistler çıkarılacak. Maalesef gidici pistlerin başında bizim pistimiz var. Görünüşe göre 2010'da artan seyirci rakamları 2011'da da bu trendi devam ettirse bile, en fazla bir kaç sene içinde (ama kuvvetle muhtemelen seneye) Formula 1 takviminden çıkıyoruz. Bizimle birlikte diğer iki aday ise Valencia ve Sakhir.
Valencia, hiç bir zaman kimsenin favorisi olamadı, düzgün yarışlar izlettiremedi ve hali hazırda Ispanya'da bir yarış zaten var. Sakhir de aynı şekilde başarısız bir pist oldu ve özellikle yanındaki Abu Dhabi'nin Yas Marina'sına bakılınca fazlasıyla sönük. O yüzden muhtemelen F1 hayatına, kış testleri pisti olarak devam edecek Sakhir.
Eğer yukarıda bahsettiğim 5 pist de takvime eklenecekse ve halihazırda yarışılan 3 pistten biri takvimde kalacaksa, başka bir pistin çıkıyor olması gerek. Japonya'nın F1'de giderek azalan etkinliği ile beraber Suzuka/Fuji yarışı takvimden çıkabilir ama ciddi bir F1 kültürü olan ülkeyi kaybetmek, şahsi olarak beni çok üzer. Macaristan GP'si gitse sevinirim, ama yıllardır düşmeyen seyirci ortalamaları ile onları takvimden çıkarmak da zor olur. Başka bir aday da Malezya olabilir. Tilke'nin ilk pistlerinden Malezya'da seyirci sayıları gittikçe düşmekte. Ülke, yıllar içinde istediği düzenli ilgiyi yaratamadı. Malezya'nın avantajları ise Petronas gibi büyük bir sponsorları, Lotus gibi önemli bir ismi taşıyan takımları ve Fairuz gibi alttan gelen pilotlarının olması. Eğer Türkiye-Sakhir-Valencia'dan biri takvimde kalmaya devam edecekse, plase kaybedenlerim bunlar.
Bunun yanında Rusya'nın kendisine bakalım ve biraz da ders çıkaralım Türkiye olarak. Uzun vadeli planları ile Rus sporunun gittikçe ilerlediğini görmemek, körlüktür. Futbolda, çok para harcanıyor bile olsa, Rus ekipleri düzenli olarak yükseliyorlar. Hem yerli hem de ülkelerine gelen yabancı oyuncuları, Avrupa'ya pazarlayabiliyorlar artık. Bunun dışında Sochi'de kış olimpiyatlarını yapıyorlar. Şimdiden planlarını yapıp Formula 1 pistini de Olimpik Köyün içine koyuyorlar. Hatta üstteki resimde görebileceğiniz gibi bütün planlar çizilmiş. Bu tip bir plan program bizde imkansız, Türkiye olarak ev sahibi olma hakkını kazandığımız turnuvaların salonlarını bile son dakikada inşaa ediyoruz, ya da edemiyoruz. Ruslar, bir yandan F1 takviminde yer bulurken, bir yandan genç pilotlar çıkarıp bunları F1'e yollamanın yollarını arıyorlar. Ve sponsorları da, yarış koltuğu bulması gittikçe güçleşen F1 gridinde, onlara yardım ediyor. Midland F1'in de, ne kadar kısa süreli ve başarısız olsa da, ilk Rus F1 takımı olduğunu unutmayalım. Türkiye'de takvimden çıkarılmayı bekleyen Istanbul Park hariç bunların hangisi var?
Ve Renault... Raikkonen ile Reina çıkışında kolkola gazetecilere yakalansalar da sadece arkadaş olduklarını söylediler ve farklı taksilere binerek mekandan ayrıldılar. Raikkonen hakkında ayrıca bir yazı yazmak lazım ama bu olay, belki de Renault'nun işine geldi. Bir süredir ekonomik darboğazdan geçtiği, hatta Bob Bell gibi bir dehanın işine yüksek ücreti yüzünden son verdiği dedikoduları dolaşan Renault'nun, Petrov sayesinde artan Rus sponsorların tek ilgi odağı olacak olması, takımı orta vadede daha geniş kaynaklı ve müteakip olarak daha güçlü/hızlı kılabilir. Ayrıca Petrov, bütün bu fırsatları heba edercesine sürmüyor da. Takım arkadaşından en çok puan farkı yiyen pilot olsa da, tecrübe ile hızlanacak potansiyeli olduğunu gösteriyor aralarda.
Bir yandan da World Series by Renault'nun şampiyonu pilotu Mikhail Aleshin var. Renault için iki Rus pilot, getirebileceği sponsorlara rağmen, çok fazla. Hele de ellerinde, takımı etrafında kurabilecekleri bir Kubica (şimdilik) varken. Aslında Aleshin'in gitmesi gereken takım, bence, Williams. Hulkenberg'in beklenen performansı gösteremediği aşikar. Ama bir o kadar aşikar olan da Williams'ın ona, ve Barrichello'ya, potansiyellerini gösterebilecekleri araçlar da verememesi. Bunun sebebi de Frank'in cebinde veya takımın bütçesi olmayan para. Rubens'in F1 aşkı devam etse de, emekliliğinin çok da uzakta olmadığı belli iken Aleshin'i takıma katsalar, üstünde çok büyük baskı ve beklenti olmadan bu genç pilotu yarıştırıp, bir yandan sponsorlarından faydalansalar, orta vadede de bu gelir ile kazanabilecek bir araç yaratsalar, F1 gridindeki herkes sevinmez mi?
Not: Yazıyı yazdıktan bir kaç saat sonra James Allen'ın aynı şekilde pist politikaları konusuna eğildiğini ve maalesef Türkiye hakkında aynı eleştirileri yazdığını görüyorum. Yazıyı buradan okuyabilirsiniz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder