Gelelim Formula 1'e. Bugünlerde adı medyadan düşmeyen takımların başında Sauber geliyor. Ilk önce de la Rosa'yı sallaması, sonra da çiçeği burnunda Pirelli test pilotu Heidfeld'i aralarına katmaları ile sıkça adından söz ettirdi. Ve şimdi de seneye Kobayashi'nin yanında GP2'de an itibariyle 2. olan Sergio Perez'i yarıştıracağını açıkladı. Ayrıca GP3 şampiyonu Esteban Gutierrez'i de yedek pilot olarak kadroya kattılar. Bu iki Meksikalı'nın gelişinde yetenek tabi ki önemli ama Meksika'nın telekomünikasyon devi Telmex'in sponsorluğunun da bembeyaz Sauber'lere ilaç gibi geldiği kesin.
Perez'in F1'e ilk adımını Peter Sauber'in kanatlarının altında atıyor olması, Isviçreli'nin ne kadar büyük bir yetenek avcısı ve rookie-sever olduğunu bizlere bir kere daha hatırlattı. Biz de Formula 1'in önemli altyapılarından biri olan Peter Sauber Akademisi'nden çıkan pilotlara bir göz atalım dedik.
1970'lerden beri motorsporları ile iç içe olan Peter, 1993 sezonu için Mercedes'in desteğini alarak F1 takımını kurdu. 1994'te de ilk çaylağını seçti: Heinz Harald-Frentzen. Frentzen, Sauber'in en güvendiği isimlerden biri olarak, 2003'te bile gelip takımla yarışmaya devam edecek önündeki 10 yıl boyunca. Ama çaylak sezonu hem onun hem de takım için fazlasıyla zorlu oldu. Wendlinger'in o uğursuz 94 San Marino GP'sindeki kazasıyla Frentzen, takımdaki tek istikrarlı pilot oldu ve sezon boyunca 7 puan alabildi. Iki sezon daha Isviçreli takım adına yarışan Frentzen, 1997'de Williams'a gidecek ve ilk yarış galibiyetini de orada ulaşacak.
Ilk çaylak deneyimi başarılı geçen Peter Sauber, 1995'te Williams'a kontratlı Fransız Jean-Christophe Boullion'u takıma kattı. Ama Fransız, Frentzen'in hızına kesinlikle yetişemedi ve daha sezon dolmadan, yerine geçtiği Wendlinger'e koltuğunu geri kaptırdı.
Sütten ağzı yanan Peter Sauber, 2001'e kadar kısa bir mecburiyet periyodu hariç hiç çaylak pilot yarıştırmadı. 1997'de Johnny Herbert'a takım arkadaşlığı yapan Larini'nin sakatlanışı, Italyan Gianni Morbidelli'nin onun yerine geçmesini, Morbidelli'nin de sakatlanması 3 yarışlığına Norberto Fontana'nın onun yerine geçmesini sağlamıştı. Yedeğin yedeği çaylak Fontana da ilk fırsatta takımdan sepetlenmişti zaten.
Peter Sauber akademisinin gerçek çıkışı da 2000'li yıllarda oldu. 2001 sezonunda Sauber, öyle bir kumar oynamaya niyetlendi ki bütün Formula 1 camiası ayağa kalktı. Yarıştığı en ciddi kategori Formula Renault olan ve Sauber adına bir tek F1 testi yapmış genç bir Fin pilotu 2001 sezonunun tamamında yarıştıracağını açıklaması, Max Mosley ve çoğu pilot tarafından son derece tehlikeli bulunmuş ve FIA'nın süperlisans çıkarmaması için baskı yapılmıştı. Sauber'in rica minnet, bir kaç yarışlık süper lisans çıkarttırıp yarıştırdığı genç Kimi Raikkonen'den başkası değildi. Zaten böyle bir yeteneği Sauber, sadece bir sene elinde tutabilmiş, ertesi sene Mclaren'e kaptırmıştı. Geri kalan hikayeyi anlatarak vakit kaybetmiyorum.
Çaylak balı tekrardan ağzına çalınan Peter, ertesi sene için (2002) Brezilya'dan tıfıl bir genci daha çekip çıkarmıştı. Ve yine normal F1 öncesi adım olan Formula 3'ten değil, Euro Formula 3000'den. Felipe Massa, gösterdiği hızlı gelişimi Formula 1'e gelince devam ettiremedi ve ertesi sene Heidfeld'in yanındaki koltuğunu Frentzen'e kaptırdı. Tipik Massa; bir gün iyi, bir gün kötü. Bir adım ileri, bir adım geri. Yine de 2003'te Ferrari test pilotluğu ileride ona Şahlanan At'ın yolunu açtı.
2006'da Peter Sauber, takımı Alman devi BMW'ye emanet etmiş, operasyonlardan biraz geri çekilmiş ve danışman olarak yardım ediyordu takıma. Ama takım, teknik olarak hala Sauber ismini ve onun mirasını taşıyordu. O yüzden Robert Kubica'nın gelişini de buraya ekleyebiliriz. 2006 yılına test pilotu olarak başlayan genç Pol'e şans Macaristan GP'sinde güldü.Villenueve'den beklenen verim alınmayınca, Almanya GP'sindeki kazasından sonra kendisini, Kanadalı'nın itirazına rağmen, bir sonraki Macaristan GP'sinde yarışamayacak olarak açıkladı BMW, yerine de Kubica'yı yarıştırdı. Pol de beklentileri anında aştı. Sıralamada tecrübeli takım arkadaşı Heidfeld'i geçti ve 7. olarak aslında ilk puanlarını almıştı da yarışta. Ama aracı, minimum ağırlığın altında çıkınca diskalifiye edilmişti. Bu başarı, BMW'yi ikna etmiş ve Kubica, hem sezonun geri kalanı hem de bir sonraki sezon için takıma alınmıştı. O da teşekkürü, daha üçüncü yarışı olan Monza'da podyuma çıkarak yapmıştı.
Genç Pol, ertesi sene Kanada GP'sinde, yakın tarihin en korkunç kazasını geçirdi ama neyse ki sadece bileğindeki çürüklerle atlattı. Ama bir sonraki Amerika GP'sinde yarışamayacağı belliydi. O yüzden bu sefer bir yarışlığına yerinden olan Kubica'ydı, yerine geçen ise, yarışarak F1 tarihinin en genç pilotu olacak Sebastian Vettel idi. Sauber takımıyla beraber ilk yarış deneyimini yaşayan genç Alman pilot, yine Kubica'nın bir sene önce yaptığı gibi ilk yarışında son derece etkileyici bir performans ortaya koyarak puan almayı başardı (ve diskalifiye olmadı). Böylece tarihin en genç puan alan pilotu olma ünvanını da elde etti aynı haftasonu. Vettel'in kariyeri ertesi sene Toro Rosso'ya geçmesi ve 2008 Monza GP'sini kazanması ile hızlı bir yükselişe geçecekti.
Peter Sauber'in takımı BMW'den geri alıp kurtarmasıyla beraber ilk yaptığı işlerden biri Kamui Kobayashi'yi takıma katmak oldu. Geçen senenin sonunda pistlerden çekilen Toyota'nın evladı olan Kobayashi, son yarışlarda büyük potansiyel göstermesine rağmen Sauber olmasaydı muhtemelen (kendi deyimiyle) babasının suşi restoranında çalışacaktı. Çaylak olmasa da Japon pilota ilk full sezon deneyimi şansını veren de Peter Sauber oldu böylece. Hem de sponsorsuz yarışan ilk Japon pilot oldu böylece genç Kamui.
Ve seneye Perez. Frentzen, Raikkonen, Massa, Kubica, Vettel gibi önemli bir çok pilotun çıktığı akademiye girme şansını elde etti. O altyapıdan yukarı doğru adım atmayı başarabilirse başarısız olması son derece zor. Biz de Peter Sauber'e bir kez daha duacı oluruz böylece. Şimdiye kadar yaptıklarını hatırlamak/hatırlatmak da boynumuzun borcuydu tabi ki.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder