Hep yeni olaylardan veya analizlerden ibaret olmayacak tabi ki bu blog. Aynı zamanda, belki sadece futbolun yarışabileceği kadar derin bir tarihi de var Formula 1'in.
Ilk tarihi post, yeni bitirdiğim kitap ile ilgili. Bayramda havaalanındaki D&R'da, ne okusam diye kitap avına çıktığımda karşıma "James Hunt: The Biography" kitabı çıktı. Böyle ana akım kitapçılarda adam gibi kitap-CD-DVD bulmak zordur, ben de atılan bu gollük pası kaçırmadım tabi ki. Ama o sırada elimdeki kitabın, heves ettiğimden çok daha güzel ve sürükleyici olduğunu tahmin etmemiştim.
Murray Walker'ın önsözü ile başlayan ve Gerald Donaldson'ın kaleminden çıkan kitap, son derece kendi şahsına münasır deli Ingiliz Hunt'ın çocukluğundan trajik ölümüne kadar geçen, enteresan olayların azalmadığı, güzel bir periyodu anlatıyor aslında. Bol kazaları ile Hunt The Shunt'ın F3 günlerinden "Good Lord" Hesketh sayesinde F1'e, oradan Mclaren'e ve şampiyonluğa giden yıllar, 300 küsür sayfalık kitapta uçarak bitiyor. Bu sırada Ronnie Peterson'ın üzücü ölümü ve Hunt'ın bu olaydaki iyi-kötü etkileri, Niki Lauda ile rekabeti ve dostluğu, yarışlardan sonra BBC'de yarışları yorumlaması gibi çok güzel tarihsel anektodlara insan doyuyor.
Bir yandan en formal galalara bile her daim tshirt-kot ile katılan, hayatı her an zevkle yaşamak isteyen, bol seven ve bol nefret eden, gerçekten çok enteresan bir karakteri de izliyoruz yarışların dışındaki satırlarda. Hatta herkesin yarışlardan önce kusan biri olarak bildiği adamın, çok komplike ruhsal hallerini bile öğreniyoruz.
Kitabın bir olayı da, aslında Formula 1'in ne kadar Ingiliz domine bir spor olduğunu göstermesi. Hesketh Racing araçlarının Union Jack (Ingiliz bayrağı) renkleriyle yarışması, Ingilizlerin James Hunt sevgisi, Anglo-Saxon kuralları ve James'in onlarla uymayışına dair noktalar bir yandan bu kitabın belki de tek negatif eleştireceğimiz tarafı.
Yine de 1970'lerdeki Formula 1 sahnesini, bu sırada yarışan efsane pilotların çekişmelerini, yine onların birinin gözünden görmek açısından benzersiz bir kitap bu. Her meraklıya kesinlikle tavsiye ederim. Böyle bir insanın hayatına karşı duygulanmamak imkansız.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder