Jyvaskyla'da, rallici bir babadan doğan bir çocuğun mesleğinin ne olacağı zaten az çok bellidir. Ne de olsa Finlandiya Rallisi'nin merkezinde baba mesleği veya ata sporu denince akla bir tek şey gelir: Ralli! Yine de genç Henri, ilk önce pist yarışlarına merak salıyor. Asfalt üstünde küçük yaşından itibaren yarışlar kazanmaya başlıyor ama ailesi, pistlerin güvenli olmadığına inandıkları için oğullarını ralliye yönlendiriyor!!! Herkese böyle bir aile lazım. Henri'nin go-kartı'nı da Mika diye bir çocuğun ailesine satıyor Toivonen'ler.
Genç sürücülerin 50 km'yi geçmeleri yasak olduğu için Henri, 19 yaşına kadar rallilerde yer alamıyor. 1000 Göller Rallisi ise onun doğal başlangıç yeri. 1978 sezonuna Arctic Rallisi ile başlayan Henri, yarışı Ari Vatanen'in arkası, Marku Alen'in önünde ikinci bitiriyor. Citroen, Porsche ve Chrysler, ona bazı rallilerde yer alması için araçlar veriyorlar ve bu genç gittikçe dikkat çekmeye başlıyor. Dolu dolu geçen bir 1979 sezonundan sonra ise Talbot takımı, 1980 için ona tüm sezonluk anlaşma öneriyor. Ve ilk fabrika takımı anlaşmasını imzalayan Toivonen'in kaderi değişmeye başlıyor.
1980 sezonunda iddialı olmayan Talbot'unu, doğal hızıyla ileri taşısa da Henri, aynı zamanda bol bol kaza da yapıyor. Aynen F1'deki dönemdaşı James Hunt gibi, o da hızının potansiyelini, yaptığı kazalar yüzünden bir türlü gösteremiyor. Ta ki RAC Rallisi'ne kadar. Hannu Mikkola'nın önünde Talbot ile hiç beklenmedik bir zafer kazanınca hem yarış kazanan en genç ralli pilotu oluyor (Latvala, bu rekoru 2008'de kırdı) hem de Talbot, bir senelik anlaşma daha öneriyor kendisine.
1981'de Talbot, özellikle Audi Quattro'ların hakim olduğu ralli sahnesinde iyice rekabet gücünü kaybetmişti. Ama iki pilotu da aracın potansiyelini sonuna kadar kullandı; Toivonen, yarışdışı kalmadığı yarışlardan aldığı puanlarla pilotlar sıralamasında yedinci olabilirken takım arkadaşı Guy Frequelin (2000'lerde Citroen takım patronu Monsieur Guy), copilotu Jean Todt (FIA başkanı an itibariyle) ile Ari Vatanen'e (Todt'un FIA başkanı seçilirken yarıştığı diğer aday) karşı şampiyonluk mücadelesi vermiş ama yenilerek ikinci olmuştu. Yine de bu, Talbot'un markalar şampiyonu olmasına yetti.
82 ve 83 sezonlarında Opel'e geçen Tovionen, Grup B kategorisini Audi ve Lancia'nın domine ettiği bir zamanda kazanan bir araba ile yarışamadı. Avrupa Ralli Şampiyonasında elde ettiği galibiyetlere rağmen Dünya Ralli Şampiyonası'nda aynı başarıyı gösteremedi. Yine de 1982'de March F1 takımı için test yapan Henri, yeteneklerini göstererek takımın normal piltou Raul Bösel'i geçti.
1984'te iki cephede birden savaşacağını düşünen Henri Toivonen, aslında yanılıyordu. ERC için Rothmans Porsche, WRC için ise Lancia ile anlaşan Toivonen, ERC'de beş ralli üstüste kazanıp rahat giden liderliğini üçüncü cephede, kendi sağlık sorunları cephesinde kaybedecekti. Sırt ağrıları yüzünden sezonu yarıda bırakmak durumunda kalan Henri, ERC'de rahat elde edebileceği bir şampiyonluğu kaçıracaktı.
1985 için Porsche ile Lancia seçenekleri arasından Italyan markayı seçti Uçan Fin (hiç uçmayan Fin duydunuz mu bu arada?). Sürüş tarzına uymayan L037 ile sezona tabiri caizse bombok bir başlangıç yaptı Toivonen; Costa Smeralda Rallisi'nde duvara girip belini tekrar sakatlamış ve boynundaki omurgaları kırmış, felç kalma tehlikesiyle karşı karşıya kalmıştı. Uzun bir süre iyileşme dönemi geçirdi, ama sezonun sonu, Lancia'nın, L037'yi, gelecek senenin aracı Delta S4 ile değiştirmesi sayesinde iyi geçti. RAC Rallisi'nde Henri ilk sırayı alırken takım arkadaşı Alen ise ikinci olmuştu. 1986, onun senesi olacaktı.
Ve hakkıyla bir giriş yaptı Henri. Monte Carlo Rallisi'ni, sezonun ilk rallisini, kazanarak şampiyonluğun en güçlü adayı olduğunu cümle aleme gösterdi. Isveç ve Portekiz'de podyuma bile çıkamaması, dördüncü raunt Korsika Rallisi'ne hırslı başlamasını sağladı. Henri o gün nezleydi, ve süper güçlü Lancia'yı Korsika'nın virajlı etaplarında sürmenin ne kadar yorucu olduğundan bahsediyordu 18. etaba başlarken. Zaten bazı pilotlar, Grup B araçlarının bu etaplar için fazla hızlı ve güçlü olduğunu, bazı yerlerde "tunnel vision" gördüklerini belirtiyorlardı. Henri, o ana kadar gerçekten bütün konsantrasyonunu toplamış ve aldığı etap galibiyetleri ile rahat bir liderlik yaşıyordu. Ama 18. etapta, korkulukların olmadığı bir bölümde yoldan çıkarak taklalar atmaya başladı. Kaza sırasında çarptıkları ağaçların, benzin deposunu delmesi yüzünden büyük bir patlama, Lancia'yı araba olmaktan çıkardı. Etrafta yarış hakemleri dahil kimse olmadığından dolayı kurtarma ekipleri olaya geç müdahale edebilmişti ama zaten Toivonen ve copilotu Sergio Cresto, patlama anında yanarak ölmüşlerdi.
FISA (şimdinin FIA'sı), kazadan bir kaç saat sonra Grup B ve bir sonraki sene kullanılması düşünülen Grup S araçlarını sezon sonundan sonra yasakladı. Çünkü fazla hızlı ve güçlüydüler, bunun gibi bir çok ölüme daha sebebiyet verebilirlerdi. FIA'nın bu kararının ardından Ford ve Audi, sezonun bitimini beklemeden yarışlardan çekildi. Bu kaza ile bir dönem sona erdi.
Kariyeri boyunca 40 ralliye katılıp 22 DNF gören, 3 de galibiyet alan Henri Toivonen, 1986 yılında kariyerinin en üst noktasına gelmişti ve şampiyonluk için yarışmaya hazırdı.
Korsika Rallisi'nde yoldan çıktığı virajda kendisi için bir lahit ve açılmamış bir Martini şişesi (yarıştığı takımın ana sponsoru olarak) bulunuyor.
1988'de tarihin en başarılı bayan ralli pilotu Michele Bouton tarafından, ralli pilotlarına özel olarak bir Race of Champions organize ediliyor, Toivonen anısına. O zamandan beri NASCAR, F1, motosiklet pilotlarının da katılımıyla genişleyen organizasyonu kazanana ise bir Henri Toivonen kupası veriliyor. Ve o yarışın 2010 versiyonu, bu haftasonu yapılıyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder