25 Ağustos 2010

Spa'lar Kovalasın Bizi

F1 takvimi Hermann Tilke'nin not defterine dönmeden önce, eskinin şövalyelerine dönüp bakmakta yarar var. Eğer bir pistte 24 saat yarışları düzenlenebiliyorsa uzun yıllar boyunca, o pistte bir sihir vardır demektir. Eski Nordschliefe versiyonlu Nürburgring, pistlerin ağababası tabi ki. Yıllardır buraya binlerce fanatik toplanıp hala yapılan 24 saat yarışlarını izler. Aynı şekilde Le Mans da.

Ama Spa Francorchamps pistinin farkı, üstünde 24 saatlik yarış geleneği sürdürülen tek modern F1 pisti olması. Tabi burada ne kadar modern olduğunu tartışabiliriz ama yersiz bir tartışma olur bu. Sonuçta bir Shakir veya Sepang değil ama onlardan çok daha fazlası.

Pist, 1920'lerin başında ilk kullanıldığında 15 km'lik bir konfigürasyona sahipmiş. Şimdikinin tersine La Source'tan sonra başlayan tur, Eau Rouge nehrinin üstünden geçen o efsanevi Eau Rouge-Radillion kombinasyonundan sonra sağa dönüp Ancienne Douane adlı yavaş bir bölüme geçermiş. Savaş sonrası yapılan değişikliklerle pist, bu yavaş bölümün de kaldırılmasıyla 14 km'ye düşürülmüş ve bu haliyle F1'de yer almış uzun yıllarca. 60'ların sonlarında, güvenlik sebebiyle takvimden çıkarılan pist, 7 km'lik uzunluğa düşürülürken aynı zamanda pistin en tehlikeli ve nefes kesici bölümlerinden biri de böylece tarih kitaplarına karışmış. "Masta", iki çok uzun düzlüğü ortadan kesen, süper hızlı bir şikan olarak pilotlara gözdağı veriyormuş.

1983'ten beri, aralıklarla da olsa, F1 takviminde bulunan Spa'da, hala ufak tefek değişiklikler olmakta. Mesela Bus Stop şikanı olarak belirtilen yer, eskiden gerçek bir otobüs durağı gibi, iki şikandan oluşan yavaş bir bölümdü. Şu anda o şikanlardan biri kaldırılarak tek bir fren noktası ve geçiş imkanına dönüştürüldü. Ben eski versiyonunu daha çok seviyordum açıkçası. Ayrıca La Source'dan sonraki bölüme eklenen kaçış alanları, artık start sonrasının eskisi kadar heyecan geçmemesi demek oldu maalesef. Aynı zamanda Bus Stop'un geri çekilmesi ve La Source'un ileri itilmesiyle start finiş düzlüğü de uzamış oldu.

Yine de karakterinden ve tehlikesinden vazgeçmeyen iki önemli viraj, hala modern Spa Francorchamps'taki varlıklarını devam ettirmekte. Biri, uzun uzun konuştuğumuz, yukarı doğru bir rampayı andıran, kör sonlu Eau Rouge-Radillion ikilisi. Öbürü de Bus Stop'tan hemen önce gelen, uzun, hızlı bir sol viraj olan Blanchimont. Turun sonlarına doğru, fark yaratacak bu güzel viraj, aynı zamanda lastik bariyerlere gömülen Luciano Burti'nin kaza yaptığı yer de.

Monaco, Monza gibi Spa da tam bir pilot pisti. Eğer bir pilotta yetenek var mı yok mu diye anlamak istiyorsanız Spa'da ne yaptığına bakabilirsiniz. Ilk yarışına 1991'de burada çıkan Michael Schumacher, tek yarışta kendini gösterdikten sonra Bernie Ecclestone'ın da çabasıyla Jordan'dan, şampiyonluklar kazanabileceği (ve kazandığı) Benetton'a transfer oluyor. Bugünlerde F1.com'da yayınlanan Bernie&Schumacher röportajında da bu noktaya değiniyorlar. Schumacher'in kazandığı ilk yarış da bir sene sonra 1992 Belçika GP'si oluyor. 6 kere de bu pistin en başarılı ismi oluyor daha sonra Alman pilot. Spa'da ikinci en fazla yarış kazanan isim ise yine tanıdık ve sevdik bir isim: Ayrton Senna. 4'ü arka arkaya olmak üzere 5 kere burada zafere ulaşırken yine bir 4'lü çeken ismin de rekorunu egale ediyor Brezilyalı efsane. O da 1960'ların ortasını domine eden Jim Clark. Son zamanların Spa fatihi ise, son 5 yarışın 4ünü kazanan Kimi Raikkonen. Iyi pilotların pisti dememin sebebini şimdiye kadar anlamayanlar için şöyle bir not ekleyeyim: Spa'yı birden fazla kazanan pilotlar arasında şampiyon olmayan yok (Schumacher, Senna, Clark, Raikkonen, Hill, Fangio, Lauda, Prost, Fittipaldi ve Ascari).

Biraz da bu seneye dönelim. Yarışmada düşüncelerimi yazdım. Red Bull pilotları özellikle düzlüklerden çekiniyorlar. Eau Rouge sonrasındaki yokuş yukarı Kemmel düzlüğünün onlara yaramayacağı kesin. Hem F-Duct eksiği hem de Renault motorunun Mercedes motoruna olan dezavantajı, burayı, ve hemen sonrasındaki Les Combs virajının frenaj noktasını, Red Bull'ların aşil tandonuna dönüştürüyor. Ama Red Bull'ların hızlı virajlardaki avantajları, onları Mclaren'lerin önüne taşıyacaktır diye düşünüyorum. Eau Rouge-Radillion, Pouhon ve Blanchimont'ta Red Bull'ların taşıyacakları hız, onlara Kemmel'de kaybettikleri avantajlarını geri verecektir. Tabi bir de son bir kaç yarıştır kendine gelen Ferrari var. Geliştirme yarışına tekrar dahil olan Şahlanan At, en son Red Bull çok avantajlı olduğu pistte Vettel ile Webber'in arasında podyuma çıkmayı başarmıştı. Domenicali ve Alonso, tatile çıkarken bile kafalarının durmayacağını, daha iyisi için kafa patlatacaklarını açıklamıştı. Onu da görücez.

Spa'nın hızlı doğası, takvimin ikinci yarısına daha hakim olan diğer hızlı pistlerle örtüşüyor. O yüzden bu haftasonu çıkacak sonucun, şampiyonanın geri kalanı için de önemli işaret vereceğini düşünebiliriz. Gelsin artık haftasonu da Spa'lar kovalasın bizi!

Hiç yorum yok:

Related Posts with Thumbnails